Maviliğe uzanan şehir
Karadeniz’in en eski limanlarından birine haiz olan samsun, kaplıcaları, tarihî evleri, kızılırmak kuş cenneti ve amazon kalesi’yle ünlü. Varlıklı mutfağıyla damakları şenlendiren samsun’un eğer olmazsa olmazı ise meşhur bafra pidesi.
Samsun denince aklımıza millî mücadele, bafra pidesi ve daha bir sürü şey gelir. Bugün yüksek bir yerden, mesela toptepe’den şehre baktığınızda gördüğünüz denizin maviliği süresince uzanmış, merkez nüfusu 500 bin olan irice bir şehirdir.
Bir karadeniz şehrinden beklenenin aksine yeşili pek göremez gözleriniz. Doğuda bandırma vapuru - aleni hava müzesi’nin bulunmuş olduğu noktadan başlayarak, batıda atakum’a kadar uzanan sahil şeridi haricinde, şehir merkezinde görebileceğiniz büyük yeşil alanların mezarlıklardan ve askerî bölgeden ibaret bulunduğunu öğrenmek sizi şaşırtabilir. Sadece şehir merkezine arabayla yalnızca 10 dakika mesafede alabildiğine yeşil bir dünyaya gelenın var bulunduğunu bilmek içinizi rahatlatmaya yetecektir.
Bu karadeniz şehrinde gözleriniz en fazla maviyi görecek. Ama birazcık daha dikkatlice bakınca, şehrin duvarlarına bir rengin daha sinmiş olduğunu görmüş olacaksınız: sarı.
Tütünün kurutulduktan sonrasında aldığı renktir sarı. Kentin en güzel yapısı olan tarihî tütün fabrikası ve çevresindeki tesislerin rengi, tütünden esinlenmiş benzer biçimde sarıdır. Reji idaresince 1887’de inşa edilen, uygar mimariye sahip bu görkemli bina, şimdi de alışveriş merkezi olarak kullanılıyor ve alışverişe ya da yemek yemeye gelen misafirlerini ağırlıyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün şaha kalkmış bir at üzerinde temsil edilmiş olduğu özsevi anıtı, iyi mi 85 yıldır samsun’un sembolü ise tütün fabrikası da kentin ekonomik tarihinin sembolüdür. Mustafa Kemal Atatürk’ün samsun’a çıktığı iskelenin adı bile tütün iskelesidir. Bu şehirde annesi, anneannesi, halası veya teyzesi bu fabrikadan emekli olmamış 30 yaş üzeri samsunlu yok gibidir.
Siz de tütünün bir zamanlar bütün kenti sarmış olan sarımtırak kokusunu birazcık olsun sezmek dilerseniz şehir müzesi’ni ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. “samsun’da denizden ve tütünden başka bir şey yok mu?” deyişinizi duyar gibiyim. Olmaz olur mu! Zamanı çok eskilere dayanan bu kentin asır önceki manzaraünü merak edenler sanat sokak’ta, bağımsızlık caddesi’nde (çiftlik) ve eski ermeni yerleşkesi hançerli mahallesi’nde tarihî türk, rum ve ermeni evlerinin yanı sıra çeşitli ülkelere ilişkin konsolosluk binalarını da görebilirler.
Bir aleni hava alışveriş merkezini çağrıştıran cıvıl cıvıl mecidiye caddesi’ni geçerek, tarihî saat kulesi’nin bulunduğu eski meydana çıktığınızda kentin tarihî dokusunu daha fazla hissedeceksiniz. O tarafa doğru gitmişken yalı camii’ne uğramadan dönmeyin. Bu cami denize sıfır yapılmış, ismina da yalı denmişti fakat şimdi camiden denize erişebilmek için yüzlerce metre yürümeniz gerekiyor.
Tarihe meraklıysanız kısa süren bir teleferik yolculuğuyla ulaşabileceğiniz amisos tepesi’ndeki mezar kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz. Eminim bunlar size ilginç gelecek. Ek olarak bu tepeden şehrin batı yakasının engin manzarasını da izleyebilirsiniz. Tepedeki sosyal tesislerin binası eskiden ceneviz kalesiymiş. Burası denizi ve kenti izleyerek yemek yemek ve dinlenmek için son derece ideal bir mekân.
Samsun’a kadar gelmişken şehre 60 kilometre mesafedeki bafra’ya gidip pide yemeden dönmek olmaz! Vaktiniz kısıtlıysa şehir merkezindeki ya da atakum’daki pidecilerde de enfes pidelerin hazzına bakabilirsiniz. Aman sakın “bizim oralarda da pideci var.” deyip samsun’dakileri denemeden dönmeyin, buradakilerin lezzeti aslabirine benzemiyor!
Kaçırılmayacak bir öteki lezzet ise karadeniz’in nefis balıkları ve yanında turşu kavurması. Turşu kavurması olmadan balık ziyafete dönmez, bizden söylemesi.
Son olarak da tarih, tabiat ve macera tutkunları için söyleyelim: mağara evleriyle tekkeköy, kaya mezarları ve kızılırmak kuş cenneti’yle bafra, amazon kalesi’ne doğru müthiş bir dağ yürüyüşü yapabileceğiniz salı pazarı, nilüferlerle kaplı ladik gölü, kaplıcaları ve Mustafa Kemal Atatürk evi ile havza ve en son da tarih kokan sokakları ve tekne gezisi yapabileceğiniz müthiş kanyonuyla vezirköprü’nün merkezden birkaç saat uzaklıkta sizi beklediğini hatırlatalım. Emin olun, gideceğiniz yollar orada göreceklerinize değecektir.
Yorum Gönder